Son yıllarda, Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), dijital varlıklar alanındaki yetkisini giderek daha fazla savundu. Bununla birlikte, SEC tarafından sistematik bir sürecin veya açık bir kural koymanın olmaması, düzenleyici belirsizliğe yol açarak dijital varlık düzenleme ortamında istikrarsızlığa neden oldu.
SEC’in Kripto Madenciliği Ekipmanını Dahil Etmesi
Kripto endüstrisi, SEC tarafından açılan şok edici yeni bir davayla büyülendi. SEC , bu özel durumda görüldüğü gibi Howey Testi kapsamında kripto madenciliği ekipmanı satışını ve barındırma hizmetlerinin sağlanmasını “yatırım sözleşmeleri” kapsamında kategorize etmeyi amaçlamaktadır .
SEC’in İddialarına Yakından Bakış
Bir Avukat ve Kripto Meraklısı olan MetaLawMan, yakın tarihli bir tweet aracılığıyla SEC’in şaşırtıcı davasına dikkat çekti. SEC’in iddialarına göre, kripto para madenciliği ekipmanı satmak ve bu tür ekipmanlar için barındırma hizmetleri sunmak, Howey Testi tarafından tanımlandığı şekliyle potansiyel olarak bir “yatırım sözleşmesi” tanımına girebilir. Özellikle SEC , madencilik ekipmanı satışının kayıt dışı bir menkul kıymet arzı olarak kabul edilebileceğini gösteren herhangi bir resmi veya gayri resmi rehberlik sağlamamıştır.
Ayrıca Okuyun: IOSCO, Küresel Düzenleyicileri Kripto Piyasalarının Gözetimini Hızlandırmaya ve Güçlendirmeye Çağırıyor
SEC’in Genişleyen Yetki Alanı
SEC’in yargı yetkisini madencilik ekipmanı satışını kapsayacak şekilde genişletmeye yönelik bu son girişimi, ajansın yasal yetkisinin sınırlarını zorluyor gibi göründüğü artan bir dizi davaya katkıda bulunuyor.
SEC’in endişelerine yanıt olarak bir Twitter kullanıcısı, asıl meselenin madencilik ekipmanının satışında değil, gelecekte kar vaat eden bir token satışında olduğunu vurgulayarak konuya ışık tutmayı amaçladı. Ancak Ripple CTO’su David Schwartz konuya açıklık getirmek için devreye girdi.
Schwartz, davaya dahil olan şirketin token satmadığını, bunun yerine SEC’in yasal teorisinin kripto madenciliği ekipmanının menkul kıymet olarak satışı etrafında döndüğünü savundu. Howey’in portakal bahçelerini menkul kıymet olarak satmasıyla bir paralellik kurmuş ve bu durumun Howey Testi’nde ana hatları çizilen ilkelerle yakından örtüştüğünü belirtmiştir.
Bu pek doğru değil. Jeton satmıyorlardı. Aslında token, SEC’in kripto madenciliği ekipmanlarını tıpkı Howey’nin menkul kıymetler olarak portakal bahçeleri satması gibi menkul kıymetler olarak sattıklarına dair yasal teorisiyle ilgisizdir.
— David “JoelKatz” Schwartz (@JoelKatz) 23 Mayıs 2023 Orange Groves ve Crypto Miners
Schwartz’a göre, satılan kripto madencileri portakal bahçelerine benzetilebilirken, barındırma sözleşmesi hizmet sözleşmesi görevi görüyor. Bu bağlamda, belirtecin kendisi önemsiz hale gelir. SEC’in argümanı, Howey faktörlerinin portakal bahçelerinin satışında olduğu gibi kripto madencilerinin satışına da uygulanması etrafında dönüyor.